
Uzaktan cesur olmak kolaydır.
Hatta korkaklıktır.
Cesurluk ve cesaret, en yakınında, eli taşın altında olmaktır.
Cesaret, hareket eden tek başına bir çoğunluktur.
Tıpkı Sayın Hakan Bilal Kutlualp gibi.
İlk gün meydana çıkıp “Ben Fenerbahçe başkanlığına adayım” diyen tek kişidir.
Bu nedenle sevgiyi, saygıyı, desteği hak etmektedir.
Sayın Kutlualp’in kongre üyelerinin başlattığı imza organizasyonuna yine ilk olarak destek vermesi, Wyndham otelde büro açması, noter tahsis etmesi unutulmamalı ve gün itibari ile kimleri, ne kararlar almak zorunda bıraktığı takdire şayandır.
Cesur davranmış, hiç mi hiç kırıcı, rencide edici cümlelere yer vermemiştir.
“BİRLİK, BERABERLİK” düsturu ile hareket etme erdemliğini göstermiş, hiç bir renkdaşını kırmamış, incitmemiştir.
Sayın Kutlualp, sözünden de dönmemiş, imzaları toplayıp adaylığında ısrarcı olmuştur.
Şimdi;
Bütün bu kısaca özetlediğim, cesaretinden dolayı kongrede hak ettiği oyları almalıdır.
Elbette kazanmalıdır, ancak kazanamasa bile teveccühlerinizle gücünü gösterebilmelidir.
Almalıdır ki, bunca yıl FENERBAHÇE MEYDANI’nı boş bulup hata üstüne hata yapanlar, çocukları gözyaşlarına boğanlar, sözlerini yerine getirmeyenler o meydanı yine boş bulmasın.
Hakan Bilal Kutlualp gücünü hissetsin, hata ve kusur şiddetini azaltsın.
Doğruları söyleyen 9. Köyde kalsın.
Bugün olmazsa yarın yine kapısını çalabilelim.
Bu süreçte, sadece elini değil gövdesini taşın altına koyan Sayın Kutlualp, desteğimizi HAK ediyor.