1988-89 sezonunda kariyerinde ilk ve son kez yurtdışına çıkarak Fenerbahçe’ye transfer oldu. Todor Veselinović yönetimindeki takımdaki ilk sınavını Türkiye Spor Yazarları Derneği Kupası’nda verdi. Ligde takımın vazgeçilmez ismi olup 35 maçın hepsinde 90 dakika forma giydi. Bunların 14’ünde gol yemedi. Fenerbahçe, sezonu şampiyon olarak bitirdi. Fenerbahçe 103 gol atarken, Schumacher sayesinde ligin en az gol yiyen ikinci takımıydı. Türkiye Kupası ve Cumhurbaşkanlığı Kupası’nda Beşiktaş’ın ardından ikinci olsalar da Galatasaray’ı yenerek bir de Başbakanlık Kupası sahibi oluyorlardı.
Tony Schumacher, Haziran 1991’de futbolu bırakmaya karar verdi. 4 Haziran 1991’de geliri çocuk hastahanesi yapımına gitmek üzere bir jübile düzenlendi. Schumacher’in 1. FC Köln’den arkadaşı Bernd Schuster’in forma giydiği Atlético Madrid ile BJK İnönü Stadyumu’nda oynanan jubile maçı 3-3’lük beraberlik ile bitti.
1980 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Batı Almanya kalesini korudu. Takım turnuvayı kazanırken, Schumacher 4 maçta da 90 dakika forma giydi, 2’si penaltıdan olmak üzere sadece 3 gol yiyerek takımı kupaya götüren isimlerden oldu.
Schumacher’in katıldığı üçüncü büyük turnuva 1984 Avrupa Futbol Şampiyonası oldu. Elemelerde 8 maçta da forma giyip sadece 5 gol yedi. Şampiyonada 3 maçta da forma giydi. Ancak son maçta İspanya oyuncusu Antonio Maceda’nın 90. dakikada attığı gole engel olamadı ve Batı Almanya uzun süre sonra bir turnuvaya gruplarda veda etmek zorunda kaldı.
Türkiye’deki Kariyeri 1988-1991 yıllarında Fenerbahçe’de oynamış, ilk sezonunda Fenerbahçe’nin 103 gollü şampiyonuğunda büyük pay sahibi olmuştur. 1989-90 sezonunda ise Hepatit-B virüsü nedeniyle aylarca takımdan uzak kalmak zorunda kalması sari-lacivertli takımın şampiyonluğuna malolmuştur. Futbolu 1991 yılında Fenerbahçe’nin Atletico Madrid (3-3) ve Bayern Münih (3-2) ile yaptığı jübile maçlarıyla bırakmıştır.
Ayırt Edici Özellikleri Eliyle sahanın çok uzak kısımlarına kadar yüksek isabetle topu atabilirdi. Ayrıca önderlik kabiliyeti yüksek olan bir kaleciydi. Rakip hücum oyuncularla birebir kaldığı pozisyonlarda yüksek bir kurtarış yüzdesi vardır. Türkiye’de bulunduğu süre zarfında sahadaki başarıları ve saha dışı profesyonelliğiyle ülkedeki kaleciliğin gelişmesine büyük katkısı olmuştur.