
Sayın Sadettin Saran, 7 küsur yıldır çok önemli bazı konularda başarısız olan bir yönetime karşı tepki oylarıyla başkan seçilmiştir.
Kongreye gelmeyenlerin büyük bölümünün bu tepki nedeniyle gelmediğini değerlendirmek yanlış olmaz.
Bu seçimde kendisine oy verenlerin bir kısmı da kerhen oy vermiştir. Hatta Sayın Ali Koç’a oy verenlerin bir kısmı da kendisine oy vermeye eli gitmeyenlerin oyudur.
Sayın Saran, Fenerbahçe Başkanlığını bu kadar istiyor idiyse; geçmişte yapmaması gerekenlerin bir özeleştirisini yapmak zorundaydı. Ne yazık ki seçim öncesi bunları yapmadan aday olup, tepki oylarına güvenerek başarılı olmuştur.
Bu aşamada kendisinden, alması gereken zaruri kararlar ve seçildiği makama yakışır bir duruş beklentisi vardır.
1- Önce bu başarının geçici olduğunu bilmeli ve kalıcı olması için neler yapması gerektiğini düşünmelidir.
2- Her insanın yanlışlarından, güçlü ve inandırıcı bir özeleştiri ile dönme hakkı vardır. 3 Temmuz’da neredeyse bir beyin yıkamasıyla topluma sunulan şike kumpasında yanlış yerde durduğunu, gerçekleri öğrendiğinde bunun pişmanlığını yaşadığını samimiyetle ve cesaretle açıklamalıdır. Bu onu büyütür.
3- Spor ekonomisinden para kazanan ve bahis şirketi olan birinin herhangi bir spor kulübünde başkan olamayacağını öngörmesi ve bu yüklerden önceki yıllarda kurtulması gerektiğini adaylık niyetinde olduğunda düşünebilmeliyken bugünlere bırakması hatadır. Ancak zararın neresinden dönersem kârdır, diyerek bu yüklerden başkanlığı süresince kendisi ile ilişkilendirilemeyecek şekilde, derhal ve şüphe doğurmayacak biçimde kurtulmalıdır.
4- 2012’de FETÖ ve İTTİFAKLARININ, mevcut Sarı Lacivert Duvarı yıkmak için camia içindeki farklı yaklaşımları kaşıyarak başlattıkları ve bugün zirvesine çıkardıkları tüm karşıtlıkları yok ederek camiayı BİRLEŞTİRMELİDİR.
5- Devri sabık yaratmadan, basketbol maçındaki doğru yaklaşım örneğinde olduğu gibi geçmişle hesaplaşarak değil, geleceği geçmişin yanlışlarından arındırarak kurmak için, geçmiş tüm yönetimlerle kolkola olmalı. Sayın Ali Koç’un sponsorluk desteklerinin sürmesini sağlamalı, ama mutlaka Sayın Aziz Yıldırım’ın tavsiye ve yönlendirmelerinden de yararlanmalıdır.
6- Önceki dönemde haksız bir biçimde itibarsızlaştırılarak camiaya fayda üretmesi engellenen kişilerin itibarı iade edilmeli. Yaptıkları hatalar nedeniyle üyelikten atılanlardan, özür dileyenler için af çıkarılmalıdır.
7- Her görüşten Fenerbahçelileri; 3 Temmuz şike kumpasının maddi ve manevi tüm kayıplarının telafisi, 12 Mayıs ve 4 Nisan faillerinin yargılanması, ‘57 öncesi şampiyonluklarımızın tescili ve adil bir spor ortamı yaratılması amacıyla, konunun muhatabı iktidarla yapılması gereken görüşmeler için aynı safta birleştirmeli. Fenerbahçe’yi siyaset dışında tutarak, ama gerektiğinde iktidarda kim olursa olsun haksızlıklara karşı birlik içinde mücadele edebilecek bir büyük sivil toplum örgütü olma bilincini ve refleksini yeniden ayağa kaldırmalıdır.
8- Fenerbahçe için gelir getirici projeler üretmeli, ama bunu yaparken halkın kulübü olduğu gerçeğini ve imkânları sınırlı olanları bir an olsun unutmamalıdır.
Fenerbahçe tarihi, onurlu mücadelelerle yazılmış tertemiz bir geçmişi bugünlere taşır. Buna musallat olmaya kalkışan her ne statüde ve güçte olursa olsun, tüm farklılıklarına rağmen taraftarlarının birer tuğlası olduğu o Sarı Lacivert Duvara toslar.
Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlık makamı da tartışılmayacak saygınlıkta şerefli bir makamdır. Buraya seçilen kişi buna yakışır bir başkandan çok gerçek bir lider olmakla yükümlüdür. Bu vasıflara uygunluk için gerekli olan neyse, onları yapmak da boynunun borcudur.
Sayın Saran, bu zorunlulukları yerine getirmeden makamın gerektirdiği saygıyı göremeyeceğini bilerek görevine başlamalıdır.