Fenerbahçe… Bir kulüpten öte, milyonlarca kalbin aynı ritimle attığı, nesiller boyu süren ve mazisinde bir tarih yatan. Bazılarının aksine, son yıllarda yaşanan tüm zorluklara, iniş çıkışlara rağmen, Fenerbahçe’nin ruhunun her zamankinden daha güçlü bir şekilde ayakta olduğuna inanıyorum. Ve biliyoruz ki, bu ruh, önümüzdeki günlerde daha da parlayacak.
Yeni yıla girerken futbol özelinde, 2024 yılının mevcut durumunu değerlendirdiğimizde;.
Süper Lig’de, 2023-2024 sezonu rekorlar kırdığımız bir sezon olurken, maalesef sezonu kupalar ile taçlandıramadık. Fenerbahçe, Teknik Direktör İsmail Kartal yönetiminde 38 maçta 31 galibiyet, 6 beraberlik ve 1 mağlubiyet alarak sezonu 99 puanla ikinci sırada tamamladı. İsmail Kartal, ligde 99 puan alarak 2.61 puan ortalaması ile kulüp tarihimizin en başarılı performansına imza attı..
UEFA Avrupa Konferans Ligi’ne 2. eleme turundan başlayan takımımız çeyrek final başarısını yakalayarak, rakibimize penaltı atışlarında kaybedip turnuvaya veda etti. Ziraat Türkiye Kupası’na 3. turdan başlayarak çeyrek finalde kupadan elendi. Süper Kupa maçına U-19 Takımı ile çıkma kararı alarak, sahadan çekildi ve rakibimize hükmen mağlup oldu. 10 Ocak 2024 tarihinde Konyaspor’a karşı aldığımız 7-1’lik galibiyet ise ligin en akılda kalan maçlarından biri olsa gerek. .
2024-2025 sezonunun ilk yarısında gelindiğinde ise takım beklentilerin altında bir performans sergiledi. 16 maçta 11 galibiyet, 3 beraberlik ve 2 mağlubiyet alarak 36 puan topladı. Bu geçen sezonun aynı dönemine göre 7 puanlık bir düşüşe işaret etmekte olup derbi maçlarında puan alamadı ve ezeli rakibinin 8 puan gerisinde kaldı. UEFA Avrupa Ligi’nde ise mücadelesine devam etmektedir..
3 Temmuz sonrası yaşadığımız diğer gerçekler yanında elbette yaşanan hakem hataları, Türk futbolunu derinden etkileyen bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. “Türkiye’de futbol Fenerbahçe’ye karşı oynanan bir oyundur.” sözünün altında yaşanan gerçekleri ise aklımızın bir köşesine koyalım. Rekorlar kırdığımız bir sezonda şampiyonluk hedefinin gerçekleşmemesi, sezonu kupasız şekilde kapatmak camiada hayal kırıklığı yaşatırken, yönetimsel eleştiriler camia içinde sorgulamaların artmasına neden oldu. Yönetim tarafından yeni sezon için güçlü bir transfer politikasının izlenmemesi ve sahada ortaya konulan futbol mücadelesi, şampiyonluğa duyulan özlem, taraftarın sabrını zorlamaya devam ediyor. Yönetimsel eksiklikler ve yetersiz iletişim kanalları, kulüp ile taraftar arasındaki bağı gün geçtikçe zayıflatıyor..
Başkan Ali Koç’un yönetimi altında 7 yıl boyunca verilen büyük vaatlerin birçoğu yerine getirilemedi. Başkan Ali Koç, göreve geldiği ilk günden itibaren camiaya yepyeni bir vizyon sunacağını ve Fenerbahçe’yi Avrupa’nın en büyük kulüpleri arasına taşıyacağını vaat etmişti..
Ancak ne yazık ki, sportif başarılar bu vizyonun gerisinde kaldı. Taraftarlar, sahadaki sonuçlar kadar saha dışında da Fenerbahçe’nin haklarının savunulması ve korunması anlamında yapılan stratejik hatalara tanık oldu. Yönetimin, karar alma süreçlerinde yeterince şeffaf davranmaması, karar alma mekanizmalarının zamanında işlememesi, Fenerbahçe aleyhine oluşan durumlarda açıklamaların günler sonra yapılıyor olması, camianın güven kaybına uğramasına neden olmaya devam etmekte. Bu noktada, eğer 2025 yılında şampiyonluk hedefine ulaşılamazsa, Başkan Ali Koç’un camianın önünü açmak adına olağanüstü kongre kararı alması gerektiği ve alınacak bu kararın daha güçlü bir geleceğin önünü açmak için atılacak en doğru adım olacağı düşüncesi giderek daha yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Sportif başarısızlıklar ve yönetimsel kararlar ile ilgili kongre üyelerinin ve taraftarın sesini duymak yerine görmezden gelinilmesi, bu büyük camianın daha da ileriye gitmesini engellemektedir..
Takımımızın en büyük hedefi Süper Lig’de şampiyonluk ya da Avrupa’da başarı elde etmektir. Her ikisi de olursa da şahane bir şey olur. Hepimizin istediği tribünlerde yankılanan şampiyonluk şarkıları yanında en önemlisi birlik, bütünlük ve beraberlik… “Hiçbir kulüpte olmayan bu dostluk, yıllar yılı hep şampiyon olduk.” 2025 yılının bunların gerçeğe dönüştüğü bir yıl olmasını hepimiz arzu ediyoruz..
Ancak bu hedeflere ulaşmak, yönetimsel anlayışın değişmesiyle mümkün. Yönetim, sadece alınan kararlarda değil, o kararların nedenlerini ve stratejilerini camianın her kademesiyle paylaşmakta da daha iyi bir yol izlemelidir. Başkan Ali Koç’un vaatleri arasında kulübümüzün gündemine dair önemli açıklamaların yapılacağı “Camiaya Sesleniş” programlarını yapmak da vardı. Hatırladığım kadarıyla bir program yapılmış ancak sürekliliği açısından devamı gelmemiştir. Taraftarın sesi duyulmadan, şeffaflık ve hesap verebilirlik ön plana çıkarılmadan hedeflere ulaşmak zor olacaktır. .
Unutmayalım ki, Fenerbahçe’nin gerçek gücü birlik ve bütünlüğümüzün korunmasıdır. Elbette fikir ayrılıklarımız farklı olabilir ama en önemli önceliğimiz bu büyük birlikteliği daha da güçlendirmek ve geleceğe daha parlak bir Fenerbahçe bırakmaktır. Şu an sahada koşan futbolcudan, tribünlerde takımına desteğini esirgemeyen taraftara kadar herkes bu bilinçte olmalıdır..
2025 yılında ve sonraki yıllarda, Fenerbahçe’mizin şanlı tarihine yeni zaferler ve başarı hikâyeleri eklenmesi hepimizin isteği ve dileğidir. Ancak bu zaferlerin kalıcı olması için yönetimin samimi bir özeleştiriyi ve dönüşümü hayata geçirmesi şarttır. Fenerbahçe’nin ruhu budur: mücadele! Çocuklarımızın gurur duyacağı bir Fenerbahçe için mücadele etmeye devam edeceğiz. Fenerbahçe’mizin her branşta başarılı bir yıl geçirmesini dilerken, tüm camiamızın yeni yılını kutlar, en içten sevgilerimi sunarım. Ne mutlu seni sevene..
Yaşa Fenerbahçe!
Fenerbahçe' nin Geleceği: Umut, Birlik ve Değişim
Yaşa Fenerbahçe!