Futbol, yalnızca bir oyun değil, aynı zamanda milyonların tutkusu, toplumları bir araya getiren bir bağ ve duyguların doruklarda yaşandığı bir arena. Ancak bu tutkunun içinde, onur ve adalet gibi değerlerin öne çıktığı anlar da var. Fair-Play, bu oyunun kalbinde yer alıyor ve evrensel olarak herkesin desteklemesi gereken bir ilke. Ancak Fair-Play’ i doğru anlamak ve uygun bağlamda uygulamak da en az onun kadar önemlidir.
Fenerbahçe, Sivasspor-Galatasaray maçında sakatlanan Barış Alper Yılmaz için bir geçmiş olsun mesajı yayımladı. İlk bakışta bu mesaj, sportmenliğin ve insanlığın bir gereği gibi görünebilir. Fakat bu tür bir jestin hak edilip edilmediği, Fenerbahçe-Galatasaray ilişkilerinin geçmişine baktığımızda tartışmalı bir hal alıyor.
3 Temmuz sürecinden bu yana, Galatasaray’ ın Fenerbahçe’ ye yönelik tutumları ne yazık ki çoğu zaman düşmanlığa varan bir çizgide seyretmiştir. Fenerbahçe’ nin kulüp otobüsünün kurşunlanmasından hemen sonra otobüste poz veren başkan vekiline, oda yetmeyip hızlarını alamayınca tişört basmalara, Trabzonspor maçında yaşanan şiddet olaylarına, taraftarlarımıza statlarda biber gazlı müdahaleler uygulanmasına kadar pek çok acı olay yaşandı.
Hatta tribünlerde hayatını kaybeden rahmetli Koray Şener’ in ardından dahi Galatasaray tribünlerinden gelen sevmeyen ölsün tezahüratları. Bu geçmişin ağırlığı altında, böylesi bir jestin yersiz olduğu ve gerçek Fair-Play ruhuyla bağdaşmadığı kanısındayım.
Bu noktada, “Fair-Play neden hep tek taraflı?” sorusunu sormak gerekiyor. Adaletin tek taraflı işlemediği, empati ve dayanışmanın karşılıklı olması gerektiği bir dünyada, sürekli bir tarafın jest yapması ancak diğer tarafın bu jestlere kayıtsız kalması ahlaki olarak bir dengesizlik yaratıyor. Fenerbahçe’nin bu paylaşımı, sportmenlik ilkesi doğrultusunda yapılmış olabilir, ancak Galatasaray’ın geçmişte Fenerbahçe’ye yönelik tutumları göz önüne alındığında, bu jestin samimiyetsizlik ve karşılıksızlık içinde kaybolmaya mahkûm olduğu düşüncesindeyim.
Evet, insanlık birincil önceliğimiz olmalı. Hiçbir sakatlık ya da trajedi temenni edilmez; bu sporun doğasına aykırıdır. Fakat insanlık, aynı zamanda hakkını savunmayı da gerektirir. Sürekli haksızlık yapan bir tarafa gösterilen iyi niyet, genellikle yanlış anlaşılır ya da istismar edilir. Fenerbahçe’nin bu noktada daha dikkatli davranması gerektiği kanısındayım. Fair-Play, karşılıklı bir diyalog ve anlayış ortamında anlam kazanır. Ne yazık ki bu ortam, Fenerbahçe-Galatasaray ilişkilerinde çok uzun zamandır mevcut değil.
Sonuç olarak, Fenerbahçe’ nin bu paylaşımı iyi niyetle yapılmış olsa da, Galatasaray’ ın geçmiş tutumları göz önüne alındığında hak edilmemiş bir jest olarak değerlendiriyorum. Unutulmamalıdır ki Fair-Play, sadece iyi dileklerle değil, samimiyet ve karşılıklı saygıyla inşa edilir.
Bir Geçmiş Olsun Mesajının Düşündürdükleri
3 Temmuz sürecinden bu yana, Galatasaray’ ın Fenerbahçe’ ye yönelik tutumları ne yazık ki çoğu zaman düşmanlığa varan bir çizgide seyretmiştir.