1-F.Bahçeli olmanın maddiyatla açıklanabilen, cisme dönüşmüş bir göreceliği yok! Dünyanın neresinde olursa olsun, taşıdığı his ve bağlılık ne ölçüde olursa olsun; kendisini F.Bahçeli hisseden, F.Bahçe’ye gönül veren herkes muteberdir. Bunun tartışılması başlı başına hatadır.
2-Fenerbahçelilik hayatında tarihine, kulübüne, renklerine, çubuklusuna ve değerlerine bağlılığını kongre üyeliği ölçüsünde yaşamak, yeri geldiğinde söz sahibi olmak isteyenler sayısız Fenerbahçeli var.
3-Kulübe üyeliğin kısıtlı olduğu dönemlerde, kontenjana bağlı sınırlar nedeniyle mümkün olması zor gözüken üyelik, Sn. Ali Şen’in son döneminde daha kolay bir sisteme dönüştürülmüştü.
4-Sn.Aziz Yıldırım döneminde ise üyelik koşulları çok daha kolaylaştırılınca kulübüne kongre üyesi olma hayaliyle yanıp tutuşanlar için ödeme gücü ölçüsünde bir çözüm doğmuştu.
5-Zira üyelik koşullarının kolaylaştırıldığı bu dönem 1,000TL olan üyelik bedeli, kademeli olarak önce 3,000TL, ardından 5,000TL ve en son 10,000TL gibi rakamlara yükseltilmişti.
6-Dönemin koşulları ölçüsünde bu paraları verecek gücü olanlarca, aidiyet hissi taşıdığı ölçüde kulübe üye katılımı sağlansa da “halkın takımı” tanımını tam anlamıyla karşılamayan bir sistemdi bu.
7-Olanakları kısıtlı, ödeme gücü belli olan büyük kesimin istese de katılım gösteremediği üyelik sisteminin elden geçirilmesi, halka yayılmasının sağlanması kaçınılmazdı.
8-Uzun yıllardır taraftarın uygun şartlarda üyelik konusunda talepleri vardı. Bu sayede; kulübün ekonomik gücünün yanında, kongre üyeliğinin toplumun geniş kesimine yayılmasının sağlanması ile söz sahibi olunacak ve yönetiminde rol elde edilebilecekti.
9-İşte bu gerçekleri göz önüne alan Sn. Aziz Yıldırım yönetimi; yaşadığı 3 Temmuz darbesinin öğrettiklerini de dikkate alarak, önce tüzük tadilatıyla ve ardından titizlikle gerçekleştirilen altyapı çalışmasıyla uzun zamandır planladığı “1 Milyon Üye” projesini devreye soktu.
10-Düşünce bazından gerçekliğe dönüştürülmesi uzun zaman alsa da; proje çalışmasının eksikler barındırdığı, gerekli enerjiyi yakalayamadığı, insanların kafalarında soru işaretleri oluşturduğu zamanla ortaya çıktı.
11-Kulübümüz gerçekçi bir yaklaşımla eksikleri olduğunu kabul ediyordu. Bu projenin yıllar içinde kendini geliştirerek hedeflenen rakama ulaşılacağına inanılıyordu. Her türlü öneriye, çalışma ortaklığına, desteği büyütecek projelere açık olduklarını dile getiriyorlardı.
12-Hatalı yanların düzeltilmesi, eksikliklerin giderilmesi, belki de kimsenin düşünemediği etkinlikler hakkında önerileri asla geri çevirmeyeceklerini gösteriyorlardı.
13-Bu dönem “1 Milyon Üye” projesine soğuk bakan, uzak duran, desteklemeyen ve hatta kötüleyenler olsa da Projenin selameti açısından, ortak bir noktada buluşulabilir, sorunlar çözülerek güç birliği oluşturulabilirdi. 14-Fenerbahçe taraftarının kulübüne omuz verme alışkanlığı başka hiçbir camiaya nasip olmamış bir yetenektir. Proje ile hem omuz verme, hem de yönetim şeklinde söz sahibi olma şansı yakalanmıştı.
15-Şikâyetçi olunan kişi ve yapı üzerinde etki etme, dinlenebilir söz söyleme, demokratik haklar ölçüsünde mücadele verme imkânı sağlanmaktaydı.
16-Hedeflenen ölçülere gelindiğinde dünya çapında bir güç, belki de başka hiçbir kulüpte olmayan bir sivil toplum örgütü yapısı olunacaktı. Elbirliğiyle projenin desteklenmesi, imkânlar ölçüsünde katılım gösterilmesi, Bu konuda gönüllü proje çalışanı olunması tabiatımız gereğiydi.
ANCAK DEMOKRASİYE İNANMAYAN VE FENERBAHÇEYİ MİLYONLARCA TARAFTARININ DEĞİL BİR ŞİRKETİN SAHİPLENMESİNİ İSTEYENLER DURUMA MÜDAHALE ETTİ.
17-Fenerbahçe Spor Kulübü’nün “1 Milyon Üye” projesini çeşitli olumsuzluklara kurban etmek tarih önünde mesuliyet doğurmaktadır. Taraftarı, Fenerbahçe’nin tarihine daima örnek teşkil eden güzelliklerle kazınmıştır. Bu proje işte bunu daha da yüceltmenin imkânıydı.
18-Elbette ki yıllar sürecekti. Bugünden yarına ulaşılacak bir hedef olmadığını, aklı başında her Fenerbahçeli biliyor ve söylüyordu. Başarılara ulaşılacak veya kayıplar olacaktı. Belirlenen ölçütleri sağlayamayacak, çok istese de imkânları elvermeyecek sayısız taraftarımız da olacaktı.
19-Fakat bu projenin kötülenmesi, aşağılanması, güdük bırakılması değil; desteklenmesi, çoğaltılması, var olan eksiklerinin ve yanlışlarının düzeltilmesi ile başarıya ulaşması adına çalışılmasıydı hak edilen.
20-2022 sonu itibarıyla Bundesliga kulüplerinin üye sayısı 1,3 milyonu geçmiş durumda. Bayern Münih – 295.000, Borussia Dortmund – 168.163, Schalke 04 – 164.000, Köln – 123.000, Eintracht Frankfurt – 120.000, Borussia Mönchengladbach – 98.000 üyeye sahip.
21-Avrupa’da ve Dünya’da da faklı değil durum. 2018 itibarıyla Benfica - 270.000, Arsenal - 225.000, Real Madrid - 207.000 üyeye sahip.
22-Yine Barcelona, Palmeiras, İndependiente, İnter, Manchester United, Corinthians, River Plate, İnternacional, Porto, Boca Juniors kulüplerinin ise 100.000 ile 200.000 arasında üyeleri var.
23-Kulüp üyelerinin sayısının çoğalması demek, kulüplerin kendi toplumsal tabanlarına kavuşması demektir. Aynı zamanda üyelerin ödeyecekleri aidatlarla kulübün ekonomik olarak güçlenmesi de sağlanmış oluyor.
24- Kulübün üyelerine sağlayacağı avantajlar ve onlarla oluşturacağı ekonomik birliktelikler ise çok daha büyük gelir artışlarına imkân yaratan projeleri gerçekleştirme potansiyeli taşıyor. 25-En büyük faydası ise; ülkemiz gibi henüz hukukun tam anlamıyla işletilemediği ve adil rekabet şartlarının sağlanamadığı durumlarda, haksızlıklar karşısında, bu büyük gücün yaratacağı etkiden yararlanma imkânının mevcudiyetidir.
26-Fenerbahçe gibi tarihsel değerlerinin taşıyıcısı olan bir kulübün kendi üyeleri ile bütünleşmesinin, bu değerleri çoğaltma ve yaygınlaştırma konusundaki sivil toplum gücünün varlığı ise çok daha derinlikli bir felsefi kazanım vadediyor.
27-Kulübümüzde üyelik giriş aidatı 1 Ocak 2023’den itibaren %300’ün üzerinde arttırılarak 15,000.-TL’den 50,000.-TL’ye çıkartıldı. Bu fahiş zamdan etkilenmemek için 10.000’e yakın Fenerbahçeli kulübümüze üye oldu. Şimdilerde 75.000.TL ve bu bedel Tefe –Tüfeye endekslendi Üye sayımız ise Önce 40.000 LERE Şimdilerde 60.000 lere ulaştı. Bu bile 1 milyon üye projesinin hızlandırıcı etkisiyle gerçekleşti.
28- Ülkemizde gelir dağılımında giderek artan büyük bir adaletsizlik var Halkımızın en alt %50 si, milli servetin sadece %4 ünü, en üst %10’u ise yüzde 67’sini elinde tutuyor. Bu büyük bir çoğunluğun gündelik hayatını zorlarken, yüksek bedeller ödeyerek kulüp üyeliğini her geçen gün zorlaştırıyor bazıları için imkansızlaştırıyor.
29-Avrupa’da yarıştığı kulüplerin üye sayıları ile kıyaslandığında, ülkemizin en büyük spor kulübü olan Fenerbahçe’mizin son derece düşük olan mevcut üye sayısının arttırılmasının düşünülmesi gerekirken, bunu sağlayacak ana damarlardan birinin Sn Ali Koç yönetimince kesilmesi kabul edilemez.
30-Değiştirilmiş spor yasasının ana hedeflerinden birinin, ülkenin neredeyse satılmadık hiçbir değerinin bırakılmadığı bir iklimde, vatandaşlık karşılığı artık gayrimenkullerimiz önüne gelene satılma aşamasına gelmişken.
31-Spor kulüplerimizin de Arap şeyhlerine, Rus baronlarına, Küresel holding patronlarına, satılabileceği sürecin kilometre taşlarından biri olduğu ortadadır.
32-Yasaya güçlü bir tepki koyamayan kulüplerin içinde Ali Koç Yönetimin bulunması düşündürücüdür. Kulüplerin içinde bulunduğu borç sarmalı düşünüldüğünde, bu sürece direnebileceği ise mümkün gözükmemektedir.
33-Tarihi boyunca kimliğini kıskançlıkla muhafaza etmiş, kendisini ele geçirmek isteyen ve değersizleştirmeye çalışan güçlere karşı 3 Temmuz direnişiyle spor tarihine geçmiş olan kulübümüzün bu konuda duyarlılık göstermesi ve tepki koyması tarihsel misyonu gereğidir.
34-Sayın Ali Koç Yönetimince Genel Kurul’un önüne getirilen ve sanki Spor yasası gereği bir zorunlulukmuş gibi sunulan temsilci üyeliği ortadan kaldırarak şubelerin kapatılmasına dair tüzük değişiklikleri adeta Fenerbahçe’de yapılmış bir KARŞI DEVRİMDİR.
35-“Fenerbahçe halkın kulübüdür, Fenerbahçe taraftarınındır, Fenerbahçelilerindir” söylemlerinin boş bir slogana dönüşmesinin ötesinde; somut bir gerçeklik olmasının yolu tüzüğe eklendiği dönemde, bin bir zorlukla ve uzun mücadeleler sonucunda başarılmış bir değişimin, belki de bir daha yeniden oluşturulma imkânı vermeden tüzüğümüzden kaldırılmış olması kabul edilemez.
36-Yönetimler geçicidir. Her yönetim Genel Kurul’un oyları ile gelir ve gider. Sn.Ali Koç Yönetiminin; bana göre haklı olmayan, ama kendilerine göre haklı gördükleri gerekçelerle “Hedef 1 Milyon Üye” projesini uygulamak istememe, temsilci üyeliği sınırlandırma yetkileri vardı.
37-Ama Temsilci üyeliği ve şubeleri tüzükten kaldırmak suretiyle bir daha uygulanamaz hale getirmesi diğer bütün yanlış uygulamalarının da üstünde vahim ve pek çok soru işaretini barındıran bir istikamet değişikliğidir.
38- Üstelik bu değişiklik kulübe üye olacağına inandırılıp, temsilci üye yapılan ve artık sen hiçbir şey değilsin diyerek kenara atılan ve mağdur edilen tüm Fenerbahçelilere yapılan büyük bir haksızlıktır.
39-Yapılması gereken, yeni seçilecek yönetimin bu konuda farklı görüşlerin kendilerini ifade hakkına fırsat verildikten, özellikle aykırı görüşlerin camiayı bilgilendirme hakkını kullanabildiği derinlikli bir tartışmadan sonra konunun yeniden gündeme getirmesi olacaktır.
40-Kulübün Sn Ali Koç döneminde bu konudaki görüşünün yukardan aşağıya camiaya kabul ettirilmesi doğrultusundaki propaganda anlayışı, ne yazık ki ülkemizde yadırgadığımız ama kabul ve imkân bulan egemen anlayışla çok örtüşmektedir.
41-Bu konu çerçevesinde, aidatların ve üyelik giriş bedelinin Tefe-Tüfe’ye bağlanmasının kulübümüzün giderek bir zenginler kulübü haline getirilmesi sonucunu doğurması da kaçınılmazdır.
42-Taraftara methiyeler düzmek yerine onları kulübün asli unsuru, söz, karar ve yetki sahibi paydaşları haline getirmenin yollarını aramak;
43-Gelecekte sadece parası olduğu için kulübümüzü yönetme iktidarına sahip olacaklar yerine, liyakat sahibi her Fenerbahçelinin yönetime talip olacağı bir seçeneği öne çıkarmak, yeni yönetimin seçilmesinde Genel Kurul üyelerimizin tercihine etkili olmalıdır.
Av. İlyas Bulcay