Sonsuzluğun İzinde: Atatürk ve Fenerbahçe

Bugün 10 Kasım…
Sonsuzluğun İzinde: Atatürk ve Fenerbahçe

Bugün 10 Kasım…

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, sonsuzluğa uğurladığımız günü bir kez daha derin bir saygı, minnet ve özlemle anıyoruz.

Atatürk, yalnızca büyük bir devlet adamı değil, aynı zamanda sporu, sporculuğu ve gençliği milletin geleceğiyle özdeşleştiren bir vizyonerdi. Bu bakış açısı, Türk spor tarihine yön veren bir felsefeye dönüşürken, Fenerbahçe Spor Kulübü ile kurduğu özel bağ, Cumhuriyet’in sporla bütünleşen ruhunu temsil eder. Fenerbahçe, yalnızca kazandığı kupalarla değil; Millî Mücadele yıllarındaki direnişçi duruşu ve Atatürk’ün gönlündeki ayrıcalıklı yeriyle Türk spor tarihinde eşsiz bir konuma sahiptir. 1918–1934 yılları arasına yayılan bu bağ, bir spor kulübü ile bir lider arasındaki ilişkinin çok ötesindedir. Bu, bir inanç ve vefa hikâyesidir.

1918 – Direnişin Kalbinde Bir Ziyaret

3 Mayıs 1918’de, henüz Kurtuluş Savaşı başlamamış ve İstanbul işgal altındayken, Mirliva (Tuğgeneral) Mustafa Kemal Paşa, gizli silah ve cephane sevkiyatlarının organize edildiği Fenerbahçe Kuşdili Lokali’ni ziyaret etti. Bu, kulübün Millî Mücadele’deki rolünün ilk onayıydı.

Kulübün hatıra defterine şu satırları yazdı:

“Fenerbahçe Kulübünün her tarafta mazhar-ı takdir olmuş bulunan âsarı mesaisini işitmiş ve bu kulübü ziyaret ile erbabı himmetini tebrik etmeyi vazife edinmiştim.

Bu vazifenin ifası ancak bugün müyesser olabilmiştir. Takdirat ve tebrikâtı buraya kayıt ile mübahiyim.

3.5.1334 (1918) – Ordu Kumandanı M. Kemal”

Bu satırlar, henüz Cumhuriyet doğmadan önce bir Ordu Komutanı’nın bir spor kulübünü resmen takdir etmesi bakımından tarihe geçti.

1918- Fenerbahçe, Mustafa Kemal Paşa’nın Gazetesi Minber’de İstanbul’un işgal günlerinde, Fenerbahçe İngiliz takımlarıyla oynadığı maçlarla halkın moral kaynağı olmuş, sahadaki direnişiyle milletin umudunu ayakta tutmuştu.

Mustafa Kemal Paşa’nın kurucularından olduğu Minber Gazetesi de bu mücadeleye kayıtsız kalmadı. Minber Gazetesi, 30 Kasım 1918 tarihli 29. sayısında  Fenerbahçe’nin İngiliz takımı Union Kulüp ile yaptığı maça yer vermiştir.

O günlerde ligler savaş yüzünden yarım kalmış, şehir işgal altındaydı. Ancak Kadıköy’ün sarı lacivert takımı, “esir şehrin moral kaynağı” olarak sahada var olmaya devam etti.

Fenerbahçe, sadece bir kulüp değil, direnişin, cesaretin ve umudun adıydı. 1925 – Tribünde Bir Cumhurbaşkanı

1 Ekim 1925’te, Atatürk’ün Bursa gezisi sırasında Fenerbahçe’nin Bursa-Ankara Muhafızgücü Karması’yla yaptığı maçı tribünden izlemesi, spora olan ilgisini ve Fenerbahçe’ye duyduğu yakınlığı bir kez daha gösterdi. O gün, Paşa’nın gözleri sadece sahadaki mücadelede değil, o mücadelenin arkasındaki ruhun temsilinde, yani gençlikteydi. Aynı zamanda, bu mücadele Atatürk’ün izlediği ilk futbol müsabakası olarak da tarihte yerini almıştır.

1927 – Katıldığı Tek Spor Kulübü Balosu

Mustafa Kemal Atatürk’ün düşman işgalinden kurtulduktan sonra İstanbul’a yeniden gelişini kutlamak üzere, 1927 yılında Fenerbahçe Spor Kulübü, Kalamış’ta bulunan Belvü Oteli’nde bir yaz balosu düzenledi.

Atatürk, 3. Kolordu Komutanı Şükrü Naili Gökberk Paşa ile birlikte katıldığı bu balo, Atatürk’ün hayatı boyunca katıldığı tek spor kulübü balosu olarak tarihe geçti ve kulübe verdiği değeri bir kez daha gösterdi.

1928 – “Burada Bir Sen, Bir de Ben Varız”

Atatürk’ün Fenerbahçe’ye olan duygusal bağını en içten yansıtan anı, 10 Ağustos 1928 tarihli Gazi Kupası maçı sonrasına aittir.

Maçın ardından üçü Galatasaraylı, ikisi Fenerbahçeli (biri Şükrü Saraçoğlu) beş kişiyle yaptığı sohbette Paşa, Şükrü Saraçoğlu’na dönerek o ünlü sözünü söyledi:

“Bak onlar altı kişi… Fenerbahçeli olarak burada bir sen, bir de ben varız. Bunlar 6–2 bize üstünler. Aman ayağımızı denk alalım!..”

Bu esprili ama anlam yüklü cümle, Atatürk’ün Fenerbahçe’yi yalnızca bir spor kulübü olarak değil, bir gönül bağı olarak gördüğünü ortaya koyar.

1931 – Stadın Tapusu: Atatürk’ün İmzası

Fenerbahçe’nin “yuvasına kavuşma” sürecinde de Atatürk’ün imzası vardır. Kulübün uzun yıllar kullandığı stadın (bugünkü Şükrü Saracoğlu Stadyumu) kiralanması ve kulübe tahsisi, 7 Ocak 1931 tarihli kararnameyle, Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün onayıyla gerçekleşmiştir. Bu belge, bir spor kulübünün geleceğinin Cumhuriyet’in kurucu lideri tarafından güvence altına alınmasının simgesidir.

1932 – Vefanın En Yüce Örneği

5-6 Haziran 1932 gecesi, Fenerbahçe’nin Kuşdili’ndeki ahşap lokali çıkan yangında tamamen kül oldu. Kulüp, binasıyla birlikte tarihi eşyalarını da kaybetti. Yangın sonrası başlatılan yardım kampanyasına yapılan ilk ve en büyük kişisel bağış, yine Büyük Önder’den geldi. Atatürk, o günün koşullarında çok büyük bir meblağ olan 500 lira bağışlayarak kulübün yanında olduğunu ve vefasını gösterdi.

1934 – Büst İzni ve Ebedi Bir Onur

Atatürk’ün Fenerbahçe’ye duyduğu gönül bağını simgeleyen önemli bir anı ise, kulüp yöneticilerinin stadyuma büstünü koyma talebine verdiği onaydır. Fenerbahçe, 26. kuruluş yıldönümünü 1 Haziran 1934’te görkemli bir törenle kutladı. Bu kutlamaların en anlamlı anısı, Atatürk’ün özel izniyle Fenerbahçe Stadı’na yerleştirilen Gazi Büstü’nün açılışıydı. Törende İstiklal Marşı okunmuş, Türk bayrağı göndere çekilmiş, ardından Kadıköy Kaymakamı’nın konuşmasıyla büst, sarı-lacivert bir örtü altından açılmıştı. Fenerbahçeli sporcular, yüzlerini Atatürk’ün büstüne dönerek,

“Türkün Ulu Gazisi,

Senin açtığın yolda, senin göstereceğin yolda yürüyeceğimize, bizlere emanet ettiğin Cumhuriyeti kanımızla, canımızla koruyacağımıza, Türk ruhu, Türk asaleti, Türk sporculuğu mertliğiyle senin arkandan yürüyeceğimize, gözlerimizi senden ayırmayacağımıza ant içeriz…”

sözleriyle tarihe geçen bir yemin etmişti. Bu özel izinle dikilen büst, Fenerbahçe’yi Atatürk’ün adıyla onurlandırılmış tek stadyum yapmış; kulübün Cumhuriyet değerlerine olan bağlılığının ebedi simgesi haline gelmiştir.

Atatürk’ün Fenerbahçe’ye Vedası

17 Mayıs 1936 günü Atatürk, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ile birlikte bir kez daha Fenerbahçe’ye geldi. Bu ziyaret, onun kulübe ve semte yaptığı son ziyaret, bir anlamda vedasıydı. Deniz kıyısında sporcularla sohbet eden, faaliyetler hakkında bilgi alan Atatürk, Fenerbahçe’nin gençler için bir deniz sporları merkezi olmasını arzu ettiğini dile getirdi. Yaklaşık üç saat süren bu ziyaretin ardından Dolmabahçe’ye dönen Gazi’nin bu anlamlı ziyareti, Fenerbahçe tarihine sevgi, saygı ve minnetle anılan bir gün olarak geçti.

Cumhuriyet’in Feneri

Fenerbahçe’nin 1918–1934 yılları arasındaki bu özel temasları, kulübün yalnızca bir spor camiası değil, Cumhuriyet ideallerinin vücut bulduğu bir kurum olduğunu gösterir.

Bugün, 10 Kasım’da Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü sonsuz minnet ve özlemle anarken, O’nun fikirlerinin ve izlerinin Fenerbahçe’nin sarı lacivert renklerinde daima yaşayacağını bir kez daha hatırlıyoruz.

Fenerbahçe, Atatürk’ün çizdiği yolda, sonsuzluğa uzanan Cumhuriyet Feneri olmaya devam edecektir.

Bir Fenerbahçeli, bir Cumhuriyet kadını olarak; sonsuza dek O’nun izinde… Yaşa Fenerbahçe!

Kaynaklar:

  1. Fenerbahçe Spor Kulübü Resmî Sitesi – Atatürk ve Fenerbahçe

  2. Tarih ve Fenerbahçe – Prof.Dr.Vahdettin Engin söyleşisi – https://www.youtube.com/watch?v=e063M7nJs6k&t=186s

  3. Fenerbahçe Tarihi Arşivi – Atatürk Fenerbahçe Maçında

  4. Ankara Fenerbahçeliler Derneği – Atatürk ve Fenerbahçe

  5. Milliyet Gazetesi – “Fenerbahçe’ye Ebedi Muvaffakiyetler Dilerim”

  6. İşte Atatürk Platformu – Mustafa Kemal Paşa’nın Fenerbahçe Spor Kulübü’nü Ziyareti (3 Mayıs 1918)