Hepimiz Üzgünüz

Kötülüklerin ve hedefe ulaşmak için her türlü yolu mubah görenlerin namzeti DinamoSaray gibi bir kulübün futbol takımına, hiçbir bahaneye yer olmayacak şekilde evimizde yenildik.
Hepimiz Üzgünüz

10 yıllık şampiyonsuzluk, futbolda elde edilen sadece 1 kupa ve 6+ yıldır sportif neticelerden çok daha vahim değer kayıpları bu yenilgiyle sabırları taşırdı.

Kulübün bırakın bir lideri, başkanı dahi olduğu su götürür durumda. Yaşanan sayısız haksızlığa zamanında ve etkili tepki verip hesap sorma, bedel ödetme yetisi ve niyeti olmayan bir basiretsizlik modeli saygın makamı işgal ediyor.

Saymakla bitmeyecek skandal ve beceriksizlik eşliğinde tepkilerin zirveye çıkması, haklı eleştiriler elbette anlaşılır.

Ancak mevcut durumu daha da içinden çıkılmaz bir duruma sokmaktan, henüz yeni başlamış ve devamında telafisi mümkün saha sonuçlarına gebe bir sezonu hiç etmekten öteye geçemeyecek bir “istifa” ısrarını doğru bulmuyorum.

Şunu tekraren ve açıklıkla belirtmeliyim ki; Şampiyonlar Ligi şampiyonu bir takımın üst üste kupalar kazanan başkanı dahi olsa Ali Koç nazarımda yok hükmünde bir kişiliktir. Ve bence de ilk fırsatta ama sezon sonunda Fenerbahçe’den uzaklaşmalı, bir daha kulübün önünden dahi geçmemelidir.

Bu maalesef 2018’den beri işgal edilmiş şerefli başkanlık makamı için yıllardır dileğimdir.

Buna rağmen, sosyal medya mecrasında maksadını da aşan biçimde yapılan “istifa” çağrılarına katılmıyor, Fenerbahçe’ye kısa vadede zarar vereceğini düşünüyorum.

Sürekli ismini ve varlığını kullanarak kendi şahsına, geçmiş hizmetlerine ve Fenerbahçeliliğine isteği/tasarrufu dışında haksızlık edilen Aziz Başkan’ın yaptığı açıklama önemli bir mesajdır.

Bunu anlamak ve mevcut iklimde 2017-2018 sezonunu hiç edenlere benzememek düsturumuz olmalıdır. Çünkü bizler için aslolan “Sadece ve Daima” Fenerbahçe’dir.

Eleştirilerimizi elbette yapacağız/yapalım. Ancak bunu, sezonu kaybetme ve bir kaosa sürüklenme pahasına “istifa” ezberine mahkûm etmeyelim.

Naçizane düşüncem ve kişisel tavrım bu yöndedir.

Saygılarımla…