ANA FİKİR
Fenerbahçemiz; 3 Temmuz sürecinde, -kendi maddi menfaatleri nedeniyle reddedenler dışında- toplumun kahır ekseriyetinin onayıyla ve yargı kararlarıyla tescillenerek aklanmış ise de telafisi imkânsız ve çok ağır maddi/manevi kayıplar yaşamıştır.
Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’nün, kamuoyunda nefretle karşılanmış eylemlerinin bir parçası olduğu için, “BUGÜN” haklılığımıza açıktan karşı çıkma cesareti bulabilecek olanlar sınırlıdır. Ancak büyük bir çoğunluğun olayda taraf olmayarak pozisyon aldıkları da ortadadır.
Yaklaşan seçimler sonrası, bugün için lehimize olan bu ideolojik hegemonyanın, ne yazık ki değişme ihtimali vardır.
Yine yaklaşan seçim nedeniyle, mevcut iktidarın kitlesel oy kaybına uğramamak adına gerek ekonomik, gerekse sosyal pek çok konuda, bir seçim ekonomisi yürüttüğü ve kaynak dağıtımında bulunmakta olduğu tartışmasızdır.
Fenerbahçe’mizin 3 Temmuz Darbesinin etkisiyle maddi ve manevi kayıplarının telafisi için açılan davalara hiçbir kayıt koymadan destek olunması, yol gösterilmesi, varsa eksiklerinin giderilmesine çalışılması, her Fenerbahçelinin görevidir.
Ancak 3 Temmuz direnişimiz sırasında gördüğümüz gibi, hukuk mücadelesi çok önemli ve değerli olmasına rağmen, camianın başta Başkanı ve yöneticileri olmak üzere, tüm kongre üyeleri, dernek ve inisiyatifleri ve sempatizanlarıyla bu mücadelenin parçası olmaksızın hukuk mücadelesinin tek başına başarı kazanması mümkün değildir.
Hele ki, 3 Temmuz 2011 üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen hala bir kısım davaların sürmesi, bir kısım davaların da hala soruşturma safhasında olması, ülkemizdeki hukuk sisteminin ağırlığı nedeniyle bugün hala bitmemiş, hatta bazı alanlarda başlamamış bir mücadelenin parçası olmamıza sebep olmaktadır.
Nitekim açılmış olan tazminat davalarına karşı kamu kurum ve organlarının yaklaşımı, sulh yoluyla çözüm sürecine karşı tutumları, Hâkim reddi talebi ile süreyi uzatma girişimleri, hiç de masum bir dava süreci ile karşı karşıya olmadığımızı göstermektedir.
Bunlar olmasa da ülkemizdeki hukuk yargılamasının kağnı hızıyla ilerleyen yapısıyla çok uzun yıllar sonrası alınacak olumlu kararlar dahi adil olmayacaktır. Zira geç gelen adalet, adaletsizliktir. 11 yıldır sürecin ağır sonuçlarını yaşayan bizlerin, geçmişte tüm büyük takımların toplamına denk borsa değeri sahibi iken, bugün neredeyse maddi olarak tüm büyük takımları aynı hizaya getiren ve üstelik adil olmayan bir yarışta daha uzun yıllar bu etkiyi yaşamamıza sebep olan sürece “dur” deme zamanıdır.
2018 FBSK Başkanlık yarışı öncesi başlayan, temelleri 2012 Kasım’ına kadar uzanan, kulübün içinde önce iki ve daha sonra onlarca parçaya ayrılmış olan yapısı, sonraki yıllarda keskinleşerek neredeyse bir bölünme sürecine gitmiş ve bu süreç Fenerbahçe’ye daha çok zaman kaybı ve başarısızlık getirmiştir.
Cumhuriyetin 100. yılı nedeniyle oluşan iyimser hava saha sonuçlarıyla da desteklenince, kısmen dağılan ama tabandaki varlığını sürdüren anlayışa artık bir nokta koymak ve inisiyatif alarak Fenerbahçe’nin bugününü ve yarınını kurtarmak zamanıdır.
Bunun için “amasız-fakatsız” yalnızca bu konuya odaklanan, her türlü kulüp içi ve kulüp dışı siyaseti kapsam dışında tutup, tarihin bize 3 Temmuz süreci sonrası oluşan konjonktürün verdiğine benzer özel bir avantaj sunan bugünün sürecini, doğru yönlendirerek camiaya önderlik etme zamanıdır. Bu önderliği yapabilenler, 3 Temmuz mücadelesini verenler gibi, Fenerbahçe tarihinde isimsiz kahramanlar olarak anılacaklardır.
Bizim için 3 Temmuz sürecinin koordinasyonu, deneyimlenmiş ve başarılı olmuş bir yöntemdir.
1- FBSK ile görüşmeler,
2- Fenerbahçe’nin önceki Başkan ve yöneticileri ile görüşmeler,
3- Sürece maddi manevi sponsor olabilecek Fenerbahçeliler ile görüşmeler,
4- Taraftar grup liderleriyle görüşmeler (öncelikle Unifeb, CK ve Solaçık olmak üzere onların inisiyatifiyle mümkün olan en geniş katılımın sağlanması),
5- İstanbul’da kurulu dernek ve inisiyatif yöneticileri ile görüşmeler (FeDeR - 1907 - Sarı Lacivert - FBG - 2000 – Altyapı - Adem Köz vs),
6- Yurt içi ve yurt dışı dernek yöneticileri ile görüşmeler,
7- Fenerbahçeli aktivistlerle görüşmeler (BKY- Alp Eralp – Bedri Baykam – Murat Şeker – Alpaslan Akkuş – Lube Ayar – Ahmet Ercanlar- Murat Aşık vs),
8- Fenerbahçeli sanatçılardan destek alınması (Cem Yılmaz vs),
9- Medyada Fenerbahçeli olarak bilinen ya da görüşmekte fayda umulanlarla görüşmeler (Rıdvan Dilmen – Mehmet Demirkol – Ersin Düzen – Erdoğan Arıkan – Uğur Meleke – Fatih Demirkol vs),
10- Sosyal medyada etkili bir kampanya örgütlenmesi, Hashtaq’lerle gündeme taşınması,
11- Salon (Panel) organizasyonu yapılması,
12- YouTube’da söyleşiler düzenlenmesi,
13- Ali Zor, Kıraç, Taner Demiralp gibi müzisyenlere beste yaptırılması,
14- Tribün beste ve sloganları hazırlanması,
15- 3 Temmuz rölyefi yarışması,
16- Sürece katılanların ve organizasyonun belirleyeceği toplantı, gösteri, şenlik, yürüyüş vs başkaca etkinlikler.
Not: Söz edilen isim ve gruplar örnektir. Uygulama sırasında netleştirme ve iletişim konusunda yardımcı olunacaktır.
Av. İlyas BULCAY